ALACAKLININ BORÇLUNUN YAKINLARINI ARAMA HAKKI VAR MIDIR? BÖYLE BİR DURUMDA BORÇLUNUN HAKLARI NELERDİR?
Bazı hukuk büroları ve şirketler tarafından, borcun tahsili için, borcun tarafı olmayan üçüncü kişilerin örneğin, borçlunun akrabalarının ve tanıdıklarının aranması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Avukatın, borçlunun yakınlarını araması hem Türk Ceza Kanunu (TCK) hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) uyarınca hukuka aykırıdır. Avukatın bu fiili, KVKK kapsamında 17. Maddenin yollamasıyla, TCK md. 135-140. Maddeler uyarınca suç teşkil etmektedir. Kişisel Verilen Korunması Kanunu Açısından Kişisel Veri Nedir? Kişisel Verilerin Korunması Kanunun 3. maddesinde kişisel verinin, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiyle ilgili her türlü bilgiyi ifade ettiği belirtilmiştir. Bu tanım, konusunu kişisel verilerin oluşturduğu tüm suçlar bakımından esas alınmalıdır. Nitekim TCK’nın 135. maddesinin gerekçesinde de suçun konusunu oluşturan kişisel verinin gerçek kişiye ait her türlü bilgi anlamına geldiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla her türlü kişisel veri bu suçların konusunu teşkil etmektedir. Kişisel verilere örnekler verecek olursak; Nüfus bilgileri, T.C kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi, adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, gibi. Diğer yandan hukuka uygun bir şekilde elde edilen kişisel verilerin, özel kanunlarda belirlenen sürelerin sonunda yok edilmesi gerekir. Verilerin bu süreler sonunda yok edilmemesi halinde kişisel verilerin yok edilmemesi suçu meydana gelir. Avukatların veya hukuk bürolarının, borçlunun borcundan dolayı, borçlu yakınını borç konusunda bilgilendirmesi, araması veya mesaj atması, açık rıza olmayan hallerde KVKK m. 12 düzenlenen veri güvenliğine aykırı hareket niteliği taşır. Konuya ilişkin Kişisel Verilen Korunması Kurulunun 28.05.2020 tarihli ve 2020/429 sayılı Kararına göre borçlu olan “kişinin ağabeyi ve iş arkadaşlarının telefon numaralarının varsayımlara dayanan ve tam olarak ispatlanamayan bir şekilde elde edilmesi, akabinde şikayetçi ilgili kişiye ait borç bilgilerinin yani kişisel verilerin bu numaralarla paylaşılması Kanun hükümlerine aykırılık teşkil etmekte olup, bu suretle veri sorumlusu kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önleme, kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önleme ve kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olacaktır”. Kişisel Verileri Koruma Kurulunca verilen 14.02.2020 tarihli ve 2020/26 sayılı kararda ‘’Kanun hükümleri gereğince açık rıza aranmaksızın işlenecek kişisel veriler borçluya ait olmak zorundadır. Bu kapsamda ne banka ile ne de avukat ile bağı olan herhangi bir hukuksal işleme konu kişisel verisi bulunmayan ilgili kişinin (eş, kardeş vs.) telefon numarasının kanuna aykırı olarak aranması, mesaj gönderilmesi akabinde ilgili kişiye ait kişisel verilerin üçüncü bir kişiye ifşasının kanunun 12. Maddesindeki veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere aykırı olduğu açıktır.’’hükümlerine yer verilmiştir. Kişisel Verilerin Korunması Kurulunca verilen 31.05.2019 tarihli ve 2019/166 sayılı kararında, alacaklının, borçlu yakınlarına, mesaj atması ve araması olayında, alacaklı taraf, telefon numaralarının karıştırılmasından dolayı borçlunun yakınına bilgi verildiğini iddia etmiş, ancak kurul alacaklının bu gerekçesini kabul etmemiştir. Kişisel Verilerin Korunması Kurulunca verilen 14.1.2020 tarihli ve 2020/26 sayılı kararda borçlunun borcuna dair bilgileri 3. kişiye veyahut yakınlarıyla paylaşılması Kanunun 5 inci maddesi 2. fıkrasının e bendi kapsamında bir dayanak teşkil etmeyeceğini borçlunun iletişim bilgilerine ulaşamamanın da kanunun e bendinin istisnai nitelikte olduğundan dar yorumlanacağı için herhangi bir gerekçe olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Not: Ayrıca, bazen borçlu kendine ulaşılamaması ihtimaline karşı başka bir yakının telefon numarasını vermektedir. Fakat bu da yine ilgili yakının rızası dışında gerçekleştirilmiş bir işlem olduğundan yine mevzuat hükümlerine aykırıdır. Türk Ceza Kanunu Kişisel Verileri Ele Geçirme ve Yayma Suçu Açısından 136. maddesi (1); Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 137. maddesi (1);Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların; a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,…Verilecek ceza yarı oranda artırılır. Avukatlık bürosu, kişinin yakınlarına ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak, sözgelimi illegal yazılımlar veya bilgi bankalarını satın alarak ele geçirmişse TCK m.136’da yer alan suç gündeme gelecekse de, yakınlara yönelik olarak yapılan aramaların tamamının bu şekilde elde edilen veriler aracılığıyla gerçekleştirildiğini söylemek mümkün değildir. Bazı durumlarda, asıl borç alacaklısı (çoğu kez abonelik esaslı çalışan kurumsal firmalar) hukuka uygun olarak kişinin yakınlarına ilişkin bilgileri elde etmekte ve bu bilgileri avukatlık bürolarıyla paylaşmaktadır. Bu hallerde, kişisel verilerin hukuka aykırı elde edilmediği tartışmasızdır. Kişisel verileri bir başkasına verme suçu: TCK md. 136 metninde geçen “başkası” hem gerçek bir kişiyi hem de tüzel bir kişiyi kapsamaktadır. Örneğin kişisel veriler hukuka aykırı bir şekilde A kişisine ya da tüzel kişisine verildiğinde ‘kişisel verileri başkasına verme suçu”oluşur. Kişisel veriler, bu kişilere elden, posta ya da internet üzerinden elektronik posta ile vb. araçlarla verilebilir. Bu seçimlik harekette verilerin hukuka uygun ya da aykırı yöntemle elde edilmiş olmasının önemi bulunmamakta olup, önemli olan husus verme eyleminin hukuka aykırı olmasıdır. Kişisel verileri yayma suçu: Kişisel verilerin yayılması, kişisel verilerin üçüncü kişilere duyurulması veya dağılması anlamına gelmektedir. Örneğin, İnternet üzerindeki bir web sitesinde kişisel verileri yayınlamak, Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya üzerinden bu verileri yayınlamak ya da birçok kişiye elektronik posta ile ya da telefondan kısa mesajla göndermek, yazılı ya da görsel medyada yayınlamak gibi hareketler kişisel verileri yayma suçu olarak kabul edilir. Kişisel verilerin ele geçirilmesi suçu: Kişisel verilerin ele geçirilmesi fiili, başkasının hakimiyeti altında bulunan bir kişisel verinin, failin hakimiyeti altına girmesi ile gerçekleşir. Kişisel verilerin kayıtlı olduğu belgelerin alınması ya da kayıtlı olduğu bilişim sisteminden ele geçirilmesi vb. şekillerde gerçekleştirilebilecektir. Yukarıdaki seçimlik hareketlerin yapılmasıyla bu suç oluşur. Suç teşkil eden hareketler nedeniyle herhangi bir zarar meydana gelmesi şart değildir.
Türk Ceza Kanunu Kişilerin Huzur ve Sükunu Bozma Suçu Açısından
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu TCK m.123’de tanımlanmıştır. Buna göre, “Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir”. Bazı durumlarda, avukatın borçlunun yakınlarını araması taciz boyutuna ulaşabilir. Maddede gösterilen seçimlik hareketlerden birisi mağdura ısrarla telefon edilmesidir. Madde gerekçesinde, “Suçun maddi unsuru bir kimseye ısrarla, gece gündüz demeden telefon edilmesi veya ona karşı ısrarla gürültü yapılmasıdır. Örneğin oturulan apartmanın alt veya üst katında sürekli olarak öteberi çalarak gürültü yapılması gibi” ifadesine yer verilerek maddede geçen ısrarın, bir iki kez aramanın ötesinde, somut olayın özelliklerine göre belirleneceğine işaret edilmiştir. Yargıtay ısrarı, müştekiyi rahatsız edecek ölçüde çok sayıda arama olarak değerlendirmektedir. Bu çerçevede maddede belirtilen ısrarla yapılan aramadan bahsedilebilmesi için tek bir amaçla yapılan ve rahatsız edici niteliğe varan fazla sayıda arama var olmalıdır. Şayet avukatlık bürosu, borçlu ile fazla sayıda görüşme yapmış olsa da, bu görüşmeler borcun ödenmesine dair aşama kaydetme, müzakere süreci kabilinden ise, ısrarla aramaktan bahsetmek mümkün değildir. Yargıtay, birkaç kez yapılan telefon görüşmesinde, görüşme sürelerinin uzun olmasını mağdurun rahatsız edilmediği yönünde değerlendirmiştir. Buna karara göre, mağdur şayet görüşmelerden rahatsız olsaydı, görüşme süreleri bu kadar uzun olmazdı. Bu çerçevede HTS kayıtlarında sayıca fazla görüşme bulunsa da, görüşmelerin sürelerinin kısalığı veya uzunluğu, görüşmelerin karşılıklı rıza doğrultusunda yapılıp yapılmadığı konusunda fikir verecektir. YARGITAY 18. CD. 2018/7404 E. 2019/1446 K. numaralı kararı ve içtihadına göre, mesaj gelen ve gönderilen numaraların HTS kayıtlarının alınmasına, şüphelilerin belirlenmesine, ne kadar sıklıkla mesaj geldiğinin tespit edilmesine göre kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun oluşup oluşmayacağı karar verilecektir. Kanun koyucu suçun oluşumu için failin kastının yanında, manevi unsur olarak sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla hareket etmesini de aramıştır. Buna göre failin ısrarlı arama olarak nitelendirilecek hareketinin ayrıca sırf huzur ve sükunu bozmak amacına yönelmiş olması gerekmektedir Avukatlık bürolarında ise öncelikli amaç kişinin huzur ve sükununu bozmak değil, borç tahsilatını daha hızlı ve ekonomik bir yolla gerçekleştirmektir.
Bununla beraber; şayet büro çalışanı bir tahsilat yöntemi olarak, borçlunun telefonlara cevap vermemesine veya tekrar aramamaları hususunda cevap vermesine rağmen tazyik ve psikolojik yıldırma amacıyla telefon aramalarına devam ederse, suçun maksat unsurunun gerçekleştiği konusunda tereddüt yoktur. Türkiye Barolar Birliğini Disiplin Kurulu Açısından Borçlu yararına olduğu düşünülse dahi takip sonrasında yapılacak bütün yazışmaların İcra Müdürlüğü aracılığı ve karşı taraf vekili ile yapılması, uyarının taciz boyutlarına varmaması gerekir. KAYNAKLAR: Mehmet Emin Artuk/ Ahmet Gökcen/Ahmet Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, Adalet Yayınevi, 2012, s.13; Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, Seçkin, 2014, s.42 Osman Yaşar/ Hasan Tahsin Gökcan/Mustafa Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, C.3, Ankara, Adalet Yayınevi, 2014, s.1125 Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, Seçkin, 2014, s.422 Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.423 Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.425 Yaşar/Gökcan/Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, s.4071-4072. Ümit Kocasakal, "Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK 123)", Ankara Barosu Dergisi, 2015/2, 2015, s.118-119. Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara, Seçkin, 2013, s.772. Kişisel Verilen Korunması
BOŞANMA VE AİLE HUKUKUNDA AVUKATIN ROLÜ
Boşanma ve Aile Hukuku; karmaşık ve geniş kapsamlı hukuk dallarından biridir. Bu nedenle alanında uzman avukatlardan hukuki destek alınması hayati öneme sahiptir. ESENYURT HUKUK BÜROSU, yerli ve yabancı müvekkillerine, bu alanda deneyim sahibi olan ekibiyle; tüm hukuki meselelerde avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Boşanma ve Aile Hukuku konulu tüm iş/işlem/sözleşme ve hukuk davaları titizlikle yürütülmesi gereken ve gereken önem verilmezse telafisi mümkün olmayan zararların açığa çıkabileceği konulardır. Bu nedenle uzman bir BOŞANMA AVUKATI nın yardımı hayati önem taşımaktadır.
Esenyurt Avukat olarak on yıla yakın hukuki tecrübemiz tüm hukuki uyuşmazlıklar konusunda müvekkillerimize hukuki destek ve danışmanlık sunuyoruz. Ayrıca, Esenyurt Boşanma Avukatı olarak aile hukukundan kaynaklı çekişmeli boşanma dava larında ve anlaşmalı boşanma dava larında müvekkillerimize detaylı destek ve hizmet sunuyoruz. Esenyurt Meydan ' da bulunan Esenyurt Hukuk Bürosunu ziyaret etmeyi unutmayın!
ÖNEMLİ; Hukuki konular hakkında yazdığımız blog yazılarımızı okuyarak kısmen bilgi sahibi olabilirsiniz. Bloglarımız bilgilendirme amaçla yazılmış olup tavsiye niteliğinde değildir. Yazılarımız, çok genel ve özet niteliktedir, bu sebeple hukuki işlemlere başlamadan önce mutlaka bir BOŞANMA AVUKATINDAN hukuki destek ve danışmanlık alınız.
コメント